Çocuklarda bel fıtığı yetişkinlere oranla çok daha seyrek görülen bir rahatsızlıktır(% 1). Sıklıkla bel kemiklerini ilgilendiren ve anadan doğma mevcut olan birtakım yapısal anormallikler, omurilik kanalının darlığı, bel kayması gibi bozukluklarla birlikte bulunabilir. Hastalığın başlangıcında genellikle spor yaralanması, düşme, ağır kaldırma veya ters bir hareket yapmak gibi olayı başlatan bir travma hikayesi söz konusudur. Fakat bazı hastalarda tüm sorgulamaya rağmen böyle bir hikaye alınamaz. Çocuklarda bel fıtığı en sık ergenlik dönemi dediğimiz yaşlarda görülmektedir. Bu durum ergenlik dönemindeki aşırı hareketlilik ve omurganın hızlı büyümesiyle izah edilebilir. Bu dönemdeki bir çocuk bel ağrısı şikayetiyle doktora getirildiyse bel fıtığının yanında çeşitli ortopedik yapısal bozukluklarda göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocuklarda omur kemikleri doğumdan itibaren alt ve üst her iki yüzeyde birer kıkırdak plak ihtiva ederler. Bu kıkırdak plakların kemik gövdesi ile temas ettiği kısımda epifiz yer alır ve omur kemikleri her iki plakta bulunan bu bölgelerden kemikleşirler. Çocuklar olgunlaşırken omurlar bu kısımlardan büyürler. Buradaki kıkırdak plaklar yaklaşık 17 yaşında kemiğe yapışır, 20 yaş civarında ise kemikleşir ve omur kemiklerinin gövdesi ile kaynaşırlar. Bu andan itibaren de omur büyümesi sona erer.
Epifizler büyüme çağı boyunca aktif olarak görev yaparlar ve normal şartlar altında simetrik bir büyüme gerçekleştirirler. Bu büyüme epifiz tabakalarına uygulanan basınçtan önemli ölçüde etkilenir. Epifiz tabakaları üzerine dengeli dağılan simetrik basınç uygulaması simetrik büyüme ile neticelenirken, asimetrik uygulanan basınç asimetrik büyüme ve dolayısıyla da omurlarda deformite, eğri büğrü bir yapı oluşturur. Hatta bu asimetri kemiğin iç yapısına da yansır ve sağlıklı bir kemik gelişimi olmaz.
Bu nedenle gelişme çağı içinde bulunan çocukların ağır yük taşımaları ve yükü bilhassa vücutları ile asimetrik tarzda bir yerden bir yere götürmeleri omur kemiklerinde bulunan epifizler üzerine yükü dengesiz şekilde bindirecek ve dolayısıyla sağlıklı bir kemik gelişimi olmayacaktır. Onun için diyoruz ki, çocuklarımız mümkün mertebe ağır okul çantalarını taşımasınlar. Sadece o günkü dersleri ilgilendiren kitap ve gereçleri yanlarına alsınlar, diğerlerini bıraksınlar. Lüzumsuz hiçbir ağırlığı çantalarında bulundurmasınlar. Hatta okulun imkanları müsait ise çocuklara okulda birer adet dolap tahsis etmek büyük kolaylık sağlayacaktır. Ayrıca ağırlıklar eşit olarak her iki ele paylaştırılarak veya sırtta simetrik ve eşit tarzda dağıtılarak taşınmalıdır. Böylece hem kendileri rahat edecek, hem de sonraki yıllarda omurgada ortaya çıkabilecek birtakım rahatsızlıklar için şimdiden tedbir almış olacaklardır.
Bel ağrısı en sık görülen şikayet olmakla birlikte bacak ağrısına da klinikte sıkça rastlanır. Bazen her ikisi birlikte de görülebilir. Yürüme bozukluğu, omurgada eğilme, bel kaslarında spazm ve hareket kısıtlılığı bulunabilir. His, kuvvet ve refleks kaybı gibi nörolojik bulgularla idrar ve büyük abdest kaçırma veya yapamama gibi şikayetler çocuklarda nadirdir. En önemli klinik bulgu, bacağı düz olarak havaya kaldırırken ağrının ortaya çıkmasıdır. Düz röntgen filmleri yol göstericidir. Bilgisayarlı tomografi ve özellikle manyetik rezonans görüntüleme metodu teşhiste çok değerlidir. Teşhis net olarak konduktan sonra tedaviye geçilir.
Dr.Öğr.Üyesi Kenan Kıbıcı
Nöroşirürji Uzmanı